Neden Bombus Arıları Sitesi?

2001 yılında dış ülkelerden bombus arısı getirtip seralara dağıtan bir firmada çalışmaya başladım. Bombus arıları konusunda birşey bilmiyordum. Yanımda çalışanların bilgisi sınırlıydı. Faydalanacak türkçe yazılmış kaynak yoktu... Devamını oku.

6 Şubat 2010 Cumartesi

Bombus arılarının doğadaki önemi

Bombus arılarını tanıyor muyuz?

Bombus arılarının doğadaki önemi nedir?
Neden örtü altında bombus arıları kullanılır?
Bombus arılarını yetiştirebilir miyiz?
Bombus arılarını üretebilir miyiz?

Bombus arıları ile ilgileniyorsanız, bu gibi sorular ya sizin aklınıza gelmiştir ya da size sorulmuştur.

Geçenlerde bir kitap okumuştum. Adı: “Borçlu Olduklarımız.” Bir çocuk kitabı. Kurtuluş Savaşındaki yaşanmış olaylardan bazılarını, orada asker sivil insanlarımızın ne zor şartlarda Kurtuluş Savaşına katkıda bulunduklarını anlatmış. Tüfek bulamayınca nacağını, tırpanını omuzlayıp cepheye giden gönüllülerden söz etmiş. Sonuç olarak ta “Bu insanlar öyle yokluklar içinde bize büyük iyilikler yapmışlar. Bu ülkeyi onlara borçluyuz. Onları tanıyalım. Onları unutmayalım.” Demeye getirmiş sözünü.

Ben de burada çoğumuzun hiç tanımadığı adını bile duymadığı ama bize büyük faydaları dokunan doğa dostu, bir canlıdan söz etmek istiyorum. Onlar olmasa bitkilerin çoğu tükenir; diğer canlılar sıkıntıya düşer; doğanın dengesi bozulur. Bu “meçhul asker”leri birçoğumuz tanımıyor. Tanımadığımız için de onlara bilerek ya da bilmeyerek zarar verenlerimiz, imha edenlerimiz oluyor. Oysa tanırsak, faydalarını bilirsek onları koruyup kollayabiliriz. Onları koruyup kollamak ise aynı zamanda kendimize iyilik etmek demektir. Sözü uzatmayalım, bilim adamları der ki:

Doğadaki çiçeklerin % 70 i böcekler tarafından tozlanmaktadır. Bunların % 50 sini de bombus arıları tozlamaktadır. Birçok yabani bitki ve kültür bitkisi varlığını bombus arılarına borçludur. Daha serin olan kuzey ülkelerinde ve yüksek yörelerde tek tozlayıcı bombus arılarıdır. Buralarda bal arıları tozlamada çok etkin değildir. Etkin olduğu yerlerde bile bombus arıları bal arılarından 3-5 kat daha hızlı çalışır. Yonca çeşitleri bombus arıları olmasa çoğalamaz. Yaylalarda elma ve kiraz ürünü varlığını bombus arılarına borçludur. Domates, biber, salatalık bitkilerine de çok konarlar. Yurdumuzda hemen hemen bütün meyve ağaçları ayçiçeği, pamuk, kolza gibi endüstri bitkileri; yonca, korunga, çayır üçgülü, fiğ gibi yem bitkileri; bütün baklagiller... Bunların tohum ve meyve tutmasında bombus arılarının etkisi çok fazladır. Çünkü bombus arılarının diğer böceklerden ve bal arılarından üstün özellikleri vardır. Bazı bitki çiçeklerinin nektar yuvaları dar ve derinde olduğu için diğer böcekler ve arılar bu çiçeklere konmamaktadır bile. Oysa bazı bombus türlerinin dil uzunlukları 20 mm. ye kadar çıkmaktadır. Dar ve derin çiçekleri sadece dilleri uzun olan bombus türleri tozlayabilmektedir. Nektar yuvaları bombus arılarının dilinin yetişemeyeceği kadar derin olan bitkilerin çiçeklerine de gene bombus arıları konmaktadır. Böylesi çiçeklerde bombuslar nektar yuvasının dibini kemirerek bir delik açar ve nektarı oradan emer. Çayır üçgülü, taş yoncası varlığını yani tozlaşma, tohum tutma olayını bombusların varlığına borçludur. Bombus yoksa çayır üçgülü ve yonca da yok demektir. Bombus arıları bal arıları ve diğer böceklerden daha hızlı çalışır. Domates seralarında polen toplarken bir seferde 450 çiçeğe konmaktadır. Bir günde ise yuvarlak 2000 çiçeğe konup tozlamaktadır. Bazı günler gün doğmazdan önce işe başlar, gün battıktan sonra yuvaya döner. Saat 06-20 arası... Bombuslar daha hızlı ve daha uzun süre çalışmakla kalmıyor. Daha zor hava koşullarında da çalışabiliyorlar. Isı + 35 derece olunca bal arıları dışarı çıkmaz. Oysa bombuslar bu sıcakta çalışabilir. Hava soğuk mu, bal arıları dışarı çıkmaz. + 15 derecenin altında bal arılarının çalışması azalır veya durur. Bombuslar ise + 10 derecede bile verimli çalışırlar. Hatta bazı kaynaklarda + 6 derecede bile çalıştığı yazılıdır. Bombuslar bulutlu hatta hafif yağışlı havalarda da çalışırlar.

Bu gün batı ülkelerinin birçoğunda bombus arıları evcil bir hayvanmış gibi tanınmakta ve ona önem verilmektedir. Doğa dostu, insan dostu olarak tanımlanmaktadır. Kanunlarla koruma altına alınmıştır. Okullarda ders kitaplarında okutulmaktadır. Buralarda bir ailenin evinin bahçesinde bir bombus arısı kovanı bulundurması, meyve ürününün miktarına ve kalitesine olumlu katkıda bulunacağı için doğal bir görüntü olmuştur. Aileler kedi köpek bakar gibi, çiçek bakar gibi evlerinin balkonunda, çatısında, bahçesinde bombus arıları bakmaktadırlar. Yani bombus arıları normal yaşamın bir parçası olmuş. Senede belli bir günü yöresel bombus günü olarak kutluyorlar. Bizdeki kiraz, karpuz festivalleri gibi... Bombus gününde insanlar gözlemlerini, deneyimlerini, bulgularını anlatıyorlar. Doğada kışlamış bombus anaları ilkbaharda nasıl yapay yuvalara çekilebilir ve doğal yollardan bahçede nasıl koloni oluşturulabilir onu anlatıyorlar. Böylece çeşitli etkinliklerle kamuoyu işin içine çekiliyor, aydınlatılıyor, bilinçlendiriliyor. Çeşitli İnternet sayfalarında sağlıklı ve pratik bir bombus kovanının nasıl yapılabileceği anlatılıyor. Kullanılan diğer malzemeler tanıtılıyor. İnternet sayfalarındaki forumlarda bakım ve üretimle ilgili sorunları tartışılıyor. Bombusları tanıtan çeşitli kitaplar yardımcı ders kitabı olarak kullanılıyor. Bombus arıları yasalarla koruma altına alınmış. Yuvalarının sökülmesi yasaklanmış. İlaçlardan zarar görmesi önlenmiş. Zaten insanlar onların ne kadar faydalı olduğunu bildikleri için onlara zarar vermek istemiyorlar. Onları gözleri gibi koruyorlar.

Ya bizde? 1997 yılında seralarda hormon yerine bombus arlarının kullanımı gündeme gelinceye kadar çoğumuz bombus arısının adını bile duymamıştık. Bu gün de daha duymayanımız çok. O günlerde bazılarımız doğadaki bombus arılarını yakalayıp batılılara satmış. Şimdi de muhtemelen o arılardan ürettikleri arıları batılılar bize satıyorlar. Çiftçilerimiz bilinçsiz bir şekilde zirai ilaçlarla onlara büyük zararlar veriyorlar muhtemelen. Bizim yaylada yayla evlerinin içine yuva yapan “alaca arıları” nasıl imha ettiklerini kaç kişinin ağzından duydum. Kontrolsüzce orman kesiminin doğada erozyon gibi bir sonucu olduğunu biliyoruz. Sanayi atıklarının sularımızı havamızı, doğamızı nasıl kirletip nelere sebep olduğunu da biliyoruz. İlaç kirliliğinin nelere neden olacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. Bunlar gibi doğadaki olumsuz değişmeler bombus arılarına da zarar vermektedir. Bombus arılarının doğadaki önemini bilirsek, onların örtü altı dışında da doğaya önemli katkıları olduğunu, meyve ağaçlarımızın onlar olmadan meyve vermeyeceğini, yonca gibi yem bitkilerinin onlarsız tohum tutmayacağını ve buna benzer birçok bitkinin onlarsız olamayacağını bilirsek onların doğadaki önemini kavramış oluruz. Peki, bombus arılarının önemini kavrayabilmemiz için neler yapılabilir?

En azından batıda olduğu gibi yurdumuzda da bombusları tanıtıcı internet siteleri açılmalıdır. Tarımla ilgili sitelerde, tarım dergilerinde daha fazla ve nitelikli yayınlar yapılarak onlar tanıtılabilir. Arıcılık sitelerinde de konuya daha fazla yer verilebilir. Bombuslarla ilgili henüz bir kitap bile yoktur. Kitaplar yayınlanabilir. Bombus kovanları sadece seralarda kalmayıp; yaylalardaki elma bahçelerimize de konabilir. (Bu uygulama vardır ama yurdumuzda yaygın değildir.) Yurdumuzda yaygın olan koyu renkli toprak bombusu (Bombus Terestris) ile ilgili yerli üretimler yapılıp yaygınlaşması sağlanabilir. Her çiftçimiz kendi kullanacağı bombus arılarını kendisi üretebilir. En azından benim gönlümden böyle geçiyor. Önümüzdeki zaman içerisinde bunun gerçekleşeceğini ve yaygınlaşacağını umuyorum. Bombus arılarından kişisel fayda sağlayan insanlarımızın kendi yararları için bunları kısa zamanda gerçekleştireceklerini düşünüyorum.

Bu blog sitesinde, yukarıdaki düşünceler doğrultusunda batıdaki internet sitelerinde yayınlanan bazı yayınları, yurdumuzda bu konuda yapılmış bazı çalışmaları, denemeleri ve yayınları, kendi deneyimlerimi, bu konuya ilgi duyan ya da bombus arılarından kişisel faydalar sağlayan (çiftçi, tarımcı, arıcı… gibi) insanlarımızla paylaşmak istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder